3 Mayıs 2010 Pazartesi

SAO PAULO



Sao Paulo gezdiğimiz en son şehirdi ama en sanatsal olanıydı. Diğer şehirlerde eğlenceler, festivaller vardı ama bu şehirde birçok
müze, sergi, kütüphane vardı. Rehberimiz katerale gideceğimizi söylediğinde aklımda tamamen başka biryer olarak cnlandırmıştım fakat gidince farkettim ki katedral aslında klise demekmiş yani bizim dinimizde nasıl insanlar camiye gidip dua ediyor,namaz kılıyorsa oradada insanlar katedrale gidip dua diyor ve mum yakıyorlar. Bir mum da kardeşimle ben yaktım ve dilek tuttum."Umarım bir daha geliriz buralara". Daha önce Yaşadığımız Dünya ünitesinde öğretmenimiz Brezilya'nın kahve kültüründen bahsetmişti ve Sao Paulo'da bir cafede bu lezzetli kahvelerden içtik. Aslında annem kahve içmemize pek izin vermiyor fakat o gün Brezilya kahvesinin tadına bakmamıza izin verdi. Kahvelerimizi içtikten sonra Memorial do Imigrante müzesine gittik.Bu müzede göçmenlerin tarihini ve de miraslarını gördük.İçeride çok değişik eşyalar vardı. Bu müze Brezilya için önemli bir müzeymiş çünkü çok sayıda göçmen varmış.Bu bizim Brezilya'da son günümüzdü ve son günümüzü de tarihe ,sanata ayırmıştık.Brezilya gezim çok güzel ve eğlenceliydi. Hem tatil yaptım hem de birsürü şey öğrendim. Brezilya'da şuan hava çok sıcak iklimi çok ılıman ama sanırım Türkiye'de bizi kar bekliyor.

SALVADOR



Salvador, Brezilya'nın Kuzeydoğu sahilinde gerçekten sürpriz gibi bir şehirdi. Salvador'da yollar çok dolambaçlıydı ve yolların etrafında çok değişik evler vardı. Geceleri ay ışığında Unesco Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan şehrin eski bölümünde bulunan Pelourinho nun Arnavut kaldırımlı sokaklarında gezdik.Salı günleri şehre ait sokak partileri yapılırmış fakat biz salı günü hiç orada olamadığımız için bu partilere rastlamadık. Salvador'un çok güzel plajları vardı ve bunu fırsat bilip annem ve babamı ikna edip bir gün daha denize girdik.Yarın Sao Paulo adlı şehre gidecemişiz ve rehberimiz bu şehrin diğerlerinden daha farklı bir havası olduğunu söylüyor.